Bok, kararını kabul ediyor ve planlarını gözden geçiriyor. "Tamam, Hiperya'ya gidelim. Oraya sızmak çok ama çok zor olacak. Hae ile iletişime geçeceğim, onun da yardımıyla gerekli cihazları bulabiliriz." diyor kararlı bir şekilde. Bok ve sen, Hiperya'ya gitmek için hazırlıklara başlıyorsunuz. Hae ile iletişime geçtiğinizde, size Hiperya'da, yakalanmanızın zor olacağı, gizli ve güvenli bir yerde buluşmayı öneriyor. Bu öneriyi kabul ediyor ve Hiperya'ya doğru yola çıkıyorsunuz. Hae'in belirttiği buluşma noktasına Bok ile ışınlanarak varıyorsunuz. Hae, buluşma için sizi Hiperya'nın dışında, Afrika'nın en batı noktasında bulunan gizli bir iskeleye yönlendiriyor. İskenin ardından Hiperya'ya deniz yoluyla geçiş olduğunu belirtiyor. Hae ile bu iskelede buluştuğunuzda, Hae durumun zorluğunu vurguluyor. "Bu iş hiç kolay olmayacak." diyor ciddi bir ifadeyle. "Hiperya'ya sızmak zaten zor bir iş, ama bu teknolojiyi ele geçirmek daha da zor olacak. En iyi planımızı yapmalıyız ve her an her şeye hazır olmalıyız." Hemen ardından Bok söze giriyor ve "Peki deniz yoluyla nereye kadar gideceğiz? Işınlansak daha kolay olmaz mı?" diye soruyor. Hae ise "Oğlum, adamlar bu gücün aynısına sahip olmana yarayan saatleri icat eden adamlar, bu güç her kullanıldığında anlık tespit eden cihazlara sahipler. Hiperya'ya girmenin en güvenli yolu hiçbir teknoloji kullanmadan girmek. O bile tehlikeli de, yine de denememiz gerek." diyerek durumun ciddiyetini anlatıyor. Tam olarak nasıl, nereden gideceğinizi anlatmaya başlıyor.
"Hiperya'ya ulaşmak için, Afrika'nın batı sahillerinden başlayıp deniz yoluyla doğuya doğru ilerleyeceğiz. Öncelikle Gine Körfezi'ni dolaşacağız, ardından Atlantik Okyanusu'nun güney kenarından ilerleyerek Hiperya'nın güneybatı sahillerine varacağız. Bu rota, radarlardan kaçınmak ve Hiperya'nın güvenlik sistemlerini aşmak için en uygun yol. Yolculuk sırasında herhangi bir teknoloji kullanmamalıyız; bu, yakalanma riskimizi en aza indirecek. Varış noktamızda, Hiperya'ya en az radar gözetimi olan bir bölgeden sızacağız." Hae'in planı, riskleri azaltmayı amaçlıyor ve Hiperya'ya gizli bir şekilde giriş yapmayı mümkün kılıyor. Planlarınızı uygulamak için gizli bir tekneyle deniz yolculuğuna çıkıyorsunuz. Yolculuk sırasında, deniz üzerinde hafif bir sis oluşuyor, bu da seyahatinizi daha gizemli ve tehlikeli hale getiriyor. Teknede ilerlerken, aranızda çeşitli konular hakkında konuşuyorsunuz; geçmişteki anılar, gelecek planları ve yaşanan olaylar hakkında fikir alışverişinde bulunuyorsunuz. Bu sırada, ilerledikçe, bir geminin silüeti belirginleşmeye başlıyor. Önce uzaktan görünen bu gemi, gittikçe teknenize yaklaşıyor. Bu gemi çok büyük değil, ama size doğru yaklaştıkça boyutunun tehlikeli bir boyutta olduğunu anlıyorsunuz. Geminin yaklaşmasıyla beraber, ne yapmanız gerektiği konusunda bir karar vermeniz gerekiyor. Bok ve Hae, hızla durumu değerlendiriyor ve en iyi eylem planını belirlemeye çalışıyorlar. Bir anda gemi olduğu yerde duruyor ve gemiden bir kadın kafasını çıkarıp size doğru bakıyor. Kadın, beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü. Arkasından bir adam daha geliyor, o ise koyu tenli, uzun boylu. Bir tane daha kadın geliyor, çekik gözlü. Bir sürü farklı insanın olduğu bu gemiden size doğru bir anda bir halat uzatılıyor. Önce şüpheleniyor ve tereddüt ediyorsunuz ama Hae meraklandığı için halata tutunuyor ve çıkmaya başlıyor. Hemen ardından Bok, sonrasında da sen geliyorsun.
Gemiye tırmandığınız anda önünüze ilk gördüğünüz sarışın kadın çıkıyor ve "Siz nereden geldiniz? Neden Hiperya'ya doğru gidiyorsunuz?" diye soruyor. Hae şaşırıyor ve "Ben anlamadım." diyor. Sen ve Bok ise direkt anlıyorsunuz, çeviri cihazlarınız hala yanınızda. Bok, cebinden bir cihaz daha çıkarıyor ve Hae'ye uzatıyor. Sonra da kadına dönüp konuşmaya başlıyor. "Sizi ilgilendirmez, ama bizi siz karşıladığınız için siz aynı soruyu cevaplayabilirsiniz." diyor. Kadın ise yere bakıyor ve "Bizler Hiperya'ya sızmaya çalışıyoruz. Mülteciyiz. Artık kimseyi almıyorlar, aramızda bir sürü hasta ve aç insan var. Hiperya'ya girebilirsek en azından hastanelerden ve barınma haklarından yararlanabiliriz." diyor. Artık söylenilenleri anlayan Hae ise "E tamam da kimlik sistemi yok mu Hiperya'da? Nasıl kimliğiniz olmadan yararlanacaksınız?" diye soruyor. Kadın arka cebinden bir kimlik çıkarıyor ve "Hiperya teknolojisi ile uyumlu sahte kimlikler yapılabiliyor. Her ne kadar bir servete mal olsa da işe yaradığı sürece sorun yok." diyor. Kadın sizi baştan aşağı süzüyor ve "Ne amaçladığınızı bilmiyorum ama biz en gizli yolu biliyoruz. İsterseniz bize katılabilirsiniz. Sizin de yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyor." diyor. Hae ise size dönüyor ve çok kısık bir sesle "Yardıma ihtiyacımız var gibi...?" diyor ve Bok'un kıkırdamasına sebep oluyor. Bok da onay almak için Hae'ye bakıyor ve Hae kadına dönüp "Seve seve size katılırız. Bizim de amacımız kaçak bir şekilde Hiperya'ya sızabilmek." diyor. Böylece geminin bir parçası oluyorsunuz.
Gemide yaklaşık 25-30 kişi var, her biri farklı etnik kökenlere sahip ve bazıları gerçekten çok kötü durumda. İçlerinden biri, sıska, orta yaşlı ve kolunda bir sürü dövme olan bir adam sana doğru yaklaşıyor ve "Siz nerelisiniz? Saçlarınız boya sanırım." diye soruyor. Sen daha söze giremeden "Rusya'nın durumu çok kötü. İki haftada 15 kilo verdim, ne yapacağımı bilmiyorum. Tanrım, lütfen Hiperya'da bir sorun çıkmasın." diye kendi kendine konuşuyor. O sırada Bok ve Hae de sarışın kız ile konuşuyorlar. Geminin kapalı bir alanı var, o alanın içinde çoğunluk yatıyor ve uyuyor. Sen ve adam ise bu alanın kapısına çok yakın bir yerde oturuyorsunuz.
"Hiperya'ya ulaşmak için, Afrika'nın batı sahillerinden başlayıp deniz yoluyla doğuya doğru ilerleyeceğiz. Öncelikle Gine Körfezi'ni dolaşacağız, ardından Atlantik Okyanusu'nun güney kenarından ilerleyerek Hiperya'nın güneybatı sahillerine varacağız. Bu rota, radarlardan kaçınmak ve Hiperya'nın güvenlik sistemlerini aşmak için en uygun yol. Yolculuk sırasında herhangi bir teknoloji kullanmamalıyız; bu, yakalanma riskimizi en aza indirecek. Varış noktamızda, Hiperya'ya en az radar gözetimi olan bir bölgeden sızacağız." Hae'in planı, riskleri azaltmayı amaçlıyor ve Hiperya'ya gizli bir şekilde giriş yapmayı mümkün kılıyor. Planlarınızı uygulamak için gizli bir tekneyle deniz yolculuğuna çıkıyorsunuz. Yolculuk sırasında, deniz üzerinde hafif bir sis oluşuyor, bu da seyahatinizi daha gizemli ve tehlikeli hale getiriyor. Teknede ilerlerken, aranızda çeşitli konular hakkında konuşuyorsunuz; geçmişteki anılar, gelecek planları ve yaşanan olaylar hakkında fikir alışverişinde bulunuyorsunuz. Bu sırada, ilerledikçe, bir geminin silüeti belirginleşmeye başlıyor. Önce uzaktan görünen bu gemi, gittikçe teknenize yaklaşıyor. Bu gemi çok büyük değil, ama size doğru yaklaştıkça boyutunun tehlikeli bir boyutta olduğunu anlıyorsunuz. Geminin yaklaşmasıyla beraber, ne yapmanız gerektiği konusunda bir karar vermeniz gerekiyor. Bok ve Hae, hızla durumu değerlendiriyor ve en iyi eylem planını belirlemeye çalışıyorlar. Bir anda gemi olduğu yerde duruyor ve gemiden bir kadın kafasını çıkarıp size doğru bakıyor. Kadın, beyaz tenli, sarışın ve mavi gözlü. Arkasından bir adam daha geliyor, o ise koyu tenli, uzun boylu. Bir tane daha kadın geliyor, çekik gözlü. Bir sürü farklı insanın olduğu bu gemiden size doğru bir anda bir halat uzatılıyor. Önce şüpheleniyor ve tereddüt ediyorsunuz ama Hae meraklandığı için halata tutunuyor ve çıkmaya başlıyor. Hemen ardından Bok, sonrasında da sen geliyorsun.
Gemiye tırmandığınız anda önünüze ilk gördüğünüz sarışın kadın çıkıyor ve "Siz nereden geldiniz? Neden Hiperya'ya doğru gidiyorsunuz?" diye soruyor. Hae şaşırıyor ve "Ben anlamadım." diyor. Sen ve Bok ise direkt anlıyorsunuz, çeviri cihazlarınız hala yanınızda. Bok, cebinden bir cihaz daha çıkarıyor ve Hae'ye uzatıyor. Sonra da kadına dönüp konuşmaya başlıyor. "Sizi ilgilendirmez, ama bizi siz karşıladığınız için siz aynı soruyu cevaplayabilirsiniz." diyor. Kadın ise yere bakıyor ve "Bizler Hiperya'ya sızmaya çalışıyoruz. Mülteciyiz. Artık kimseyi almıyorlar, aramızda bir sürü hasta ve aç insan var. Hiperya'ya girebilirsek en azından hastanelerden ve barınma haklarından yararlanabiliriz." diyor. Artık söylenilenleri anlayan Hae ise "E tamam da kimlik sistemi yok mu Hiperya'da? Nasıl kimliğiniz olmadan yararlanacaksınız?" diye soruyor. Kadın arka cebinden bir kimlik çıkarıyor ve "Hiperya teknolojisi ile uyumlu sahte kimlikler yapılabiliyor. Her ne kadar bir servete mal olsa da işe yaradığı sürece sorun yok." diyor. Kadın sizi baştan aşağı süzüyor ve "Ne amaçladığınızı bilmiyorum ama biz en gizli yolu biliyoruz. İsterseniz bize katılabilirsiniz. Sizin de yardıma ihtiyacınız var gibi görünüyor." diyor. Hae ise size dönüyor ve çok kısık bir sesle "Yardıma ihtiyacımız var gibi...?" diyor ve Bok'un kıkırdamasına sebep oluyor. Bok da onay almak için Hae'ye bakıyor ve Hae kadına dönüp "Seve seve size katılırız. Bizim de amacımız kaçak bir şekilde Hiperya'ya sızabilmek." diyor. Böylece geminin bir parçası oluyorsunuz.
Gemide yaklaşık 25-30 kişi var, her biri farklı etnik kökenlere sahip ve bazıları gerçekten çok kötü durumda. İçlerinden biri, sıska, orta yaşlı ve kolunda bir sürü dövme olan bir adam sana doğru yaklaşıyor ve "Siz nerelisiniz? Saçlarınız boya sanırım." diye soruyor. Sen daha söze giremeden "Rusya'nın durumu çok kötü. İki haftada 15 kilo verdim, ne yapacağımı bilmiyorum. Tanrım, lütfen Hiperya'da bir sorun çıkmasın." diye kendi kendine konuşuyor. O sırada Bok ve Hae de sarışın kız ile konuşuyorlar. Geminin kapalı bir alanı var, o alanın içinde çoğunluk yatıyor ve uyuyor. Sen ve adam ise bu alanın kapısına çok yakın bir yerde oturuyorsunuz.