Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#11
Mavi, yaptığın uyarıya karşılık olarak Eidhæn'in yanına geçiyor ve Eidhæn'in omzunu sıkıp "O halde benim adım Huld, bu da kardeşim Jondri ehueh." diyor. Bunun hemen ardından Eidhæn "Lütfen elini omzumdan çeker misin?" diyor ve Mavi hızlı bir şekilde elini çekip "Pardon." demekle yetiniyor. Bu komik anı arkanızda bırakıp restorandan çıkıyor ve Heithost Köyü'ne doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Yolu sen bildiğin için en önden sen gidiyor ve yol boyunca Mavi ve Eidhæn'e rehberlik yapıyorsun. Yol sırasında ikili arasında bir muhabbet açılıyor. Öncelikle Mavi söze giriyor. "Bu yolda ilerlerken hiçbir sivile zarar gelmesini istemiyorum. Bunu şimdiden söylemeliyim. Biz savaştığımız ideolojinin ve bu ideolojiyi yöneten hükümetin yaptıklarını yaparsak onlardan ve ideolojilerinden hiçbir farkımız kalmaz. Ayrıca kişisel ideolojimize de aykırı. Nefret, kin dolu insanlar değiliz. Öyle de olmamalıyız." Eidhæn içinden bilgelik akan sözlerle karşılık veriyor. "Her şeyin bir döngüden ibaret olduğu kanaatindeyim. Eğer güç elde eder ve zamanında bizlere yapılan haksızlıkların aynını yaparsak bizlere kin güdecek bir Gedhilfe nesli yetişecek. Yıllar geçecek ve şu an başlattığımız hareketin aynını Gedhilfeli gençler başlatacak. Bu gençler de gün gelince güç sahibi olacak ve aynı haksızlıkları bizlere yapacaklar. Bu düzenin değişmesi için güç sahibi olmak değil, güç sahibi olanları değiştirmek ve eşitlikçi, ileri görüşlü insanların bu ülkeyi yönetmesini sağlamak gerekiyor. Gedhilfe, Gedhilfeli, Deinzeili ve tüm azınlıkların güç sahibi olabileceği demokratik bir sisteme ihtiyaç duyuyor. Bu sistemi oluşturmanın tek yolu ise güncel Gedhilfe hükümetini indirmek. Elimizin kana bulanması taraftarı değilim ama hükümeti indirmek için bazı piyonları susturmamız gerekecek. Umuyorum ki elimizi kana bulamadan halledebiliriz." Mavi, derin bir nefes alıyor ve cebinden sigara çıkarıyor. Eidhæn Mavi'nin sigara yaktığını görünce hüzünlü bir yüz ifadesine bürünüyor ve "İçmesen keşke Mavi. Senin gibi iyi bir dostu erken yaşta kaybetmek istemiyorum." diyor. Mavi, gülümsüyor ve "Azalta azalta bırakacağım yahu. Sen merak etme." demekle yetiniyor. Eidhæn acı bir gülümsemeyle sessiz kalmaya karar veriyor.

Birkaç dakika geçtikten sonra Eidhæn sana sesleniyor. "Çiftliğe gittiğimizde seni resmetmek isterim Livei. Hem de günü güzel bir anıyla bitirmiş oluruz. Elbet sen de istersen." Mavi, Eidhæn'in teklifini duyunca "Oha, yıllardır tanışıyoruz ve beni bir kere bile çizmedin. Tabii karşında bir hanımefendi olunca..." diyor ve kahkaha atıyor. Eidhæn'in yüzüne bakıyorsun ve kızardığını fark ediyorsun. "Hiç alakası yok, Frum ve Ser aşkına." Mavi, şaşırıyor ve "Sen inançlı mıydın?" diyor. "Ağız alışkanlığı." diye cevap veren Eidhæn gülümsüyor ve başını kaşıyor. Eğlenceli ve kısa bir sohbetin ardından köye varıyorsunuz. Heithost Köyü'nün doğal güzelliği ve hayvanların sesleri bir ahenk içinde sizleri karşılıyor. Ayak topu oynayan çocukların mutlu yüz ifadelerine baktıkça içinizin sımsıcak olduğunu fark ediyorsunuz. Geriye aileni bulmak ve kendilerine selam vermek kalıyor. Elbet Mavi ve Eidhæn'i, yani Huld ve Jondri'yi de tanıştırmayı unutmaman gerekiyor.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#12
İkilinin birbirine olan yakınlığını görmek Livei'yi şaşırtmıştı. Onların örgüt içerisinde bağlantılı ve sadece iş için birlikte takılan iki yoldaş olduklarını düşünmüştü. Bu yolculuk onlar için epey eğlenceli geçecek gibiydi.

Yol boyunca ikilinin arasındaki muhabbete kulak misafiri olmuştu. Mavi özellikle sivillere zarar vermek istemediğini, yoksa düşmanından bir farkının kalmayacağını belirtmişti. Eidhæn de buna karşılık yaşından beklenmeyecek olgunlukta bir yanıt vermişti. Livei elinde olsa alkış tutmak isterdi. Zaman zaman aklına, kralın bu örgüt hakkında söyledikleri düşüyordu. Toplam 57 sivilin öldürüldüğünü Dyoch ve Dhæcho'un gözleri önünde söylemişti. Genç kız o ikisinin gözlerindeki ifadeyi hatırlayamıyordu ancak bu ithama karşılık bir açıklama yapmamışlardı. Doğru muydu? Kral gerçeği mi söylüyordu yoksa işin içinde başka durumlar da mı vardı? Bunu müsait bir zamanda Mavi ile mutlaka konuşmak istiyordu Livei. Aklında soru işaretlerinin kalması onun için iyi olmazdı. Manipüle edilecekse bile umurunda değildi. Belki de manipüle edilmek istiyordu.

Demokrasiden bahsedildiği zaman Livei istemsizce Bok'u düşündü. Biricik Bok demokratik bir ülkede doğmuş ve büyümüştü. Buna rağmen bu sistemi reddetmiş ve Güney Tihami'nin otokrat rejimine geçmeyi tercih etmişti. Livei artık onu suçlamıyordu. Terk edilmek çok ağırına gitmişti ve kalbi çok kırılmıştı. Ancak üzerinden zaman geçtikçe olayları Bok'un gözlerinden görmeye çalışmaya başlamıştı. Demokratik bir ülkeyi terk etmesinin altında yatan sebepler olmalıydı, değil mi? Sonuçta o da bir polisti. Demek ki demokrasi bile onların hayallerindeki gibi kuşlar ve böcekler değildi. İşin çirkin bir yönü vardı. Livei ne olduğunu anlayamayacak kadar tecrübesiz ve saftı ancak hissedebiliyordu. Her şey güllük gülistanlık olsaydı genç bir polis neden ailesini, arkadaşlarını, sevdiklerini bırakıp ülkesini terk ederdi ki? Sevdiğini hatırlamak genç kızın göğsünde kocaman bir yumru hissetmesine sebep oluyordu. Onu ve gidişini biraz daha düşünürse ağlayabilirdi. Zihninde kendini suçlayan o ses asla susmayacaktı.

Eidhæn'ın ona seslenmesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Genç çocuğa gülümseyerek teklifini seve seve kabul ettiğini söyledi. Daha önce hiç portresini çizdirmemişti. Birisinin onu çizmesi çok ilginç bir deneyim olurdu. Sonuçta birisini çizebilmek için onu incelemek gerekiyordu. Yüz hatlarına, duruşuna, bakışlarına, havasına odaklanmak ve bunları tuvale yansıtmak gerekecekti. Livei hayatı boyunca kimsenin onu bu kadar incelediğini düşünmüyordu. Ona tek değer verdiğini düşündüğü insanı da kaybetmişti. Eidhæn'ın ilgisini çekmek gururunu okşamıştı genç kızın. Mavi'nin söylediklerinden sonra yüzündeki gülümsemesi daha da büyüdü. Çocuğun suratı adeta pancara dönmüştü. Onları izlemek Livei'yi eğlendiriyordu.

Tanıdık çocuk seslerinden Heithost Köyü'ne yaklaştıklarını anlamıştı. "Livei abla gelmiiiiş!" Ayak topu oynayan çocuklara el salladıktan sonra gözleri etraftaki tanıdık binaları taramaya başlamıştı. Köyün en uzak ucundaki devasa çiftlik, doğup büyüdüğü çiftliğin ta kendisiydi. İkiliye öncülük ederek çiftliğe doğru ilerlemeye başladı. Giriş kapısını açtıktan sonra onları koşa koşa üzerine zıplayan ve artık pek de minik olmayan köpek Minik karşılamıştı. "Sakin ol oğlum. Otur." Çiftliğe o kadar uzun zamandır gelmemişti ki her şeyi ve herkesi ne kadar özlediğini şimdi fark ediyordu. "Sizi bizimkilerle tanıştırayım. Sonra da çiftliği gezdiririm." dedikten sonra eve doğru yöneldi ve kapıyı açtı.

Çiftlik evleri iki katlı ve küçük sayılabilecek bir evdi. Tamamen ahşaptan inşa edilmişti. Sezyum kullanıcısı üç insanı barındıran bir ev için epey ironik bir durumdu. Eve adımını attığı anda burnuna çarpan çilek kokusunu fark etti. "Annem nanzpok yapıyor olmalı." dedikten sonra mutfağa yöneldi. Annesi sırtı onlara dönük bir halde her şeyden habersiz tatlısını yapmakla meşguldü. "Ben geldim." dedi Livei sessizce, yaşlı kadını ürkütmeden. Annesi, kızının sesini duyar duymaz kulaklarına inanamıyormuş gibi arkasına döndü. "Ah! Ödümü koparttın! Hoş geldin Livei. Bu beyefendiler de kim böyle?" Annesinin tepkisi ilginçti. Ona sarılacağını, neden bu kadar zamandır gelmediği konusunda onu azarlayacağını düşünmüştü. Belki de darılmıştı kızına. Livei boğazını temizleyerek iki dostunu takdim etti. "Tanıştırayım Huld ve kardeşi Jondri. Teşkilattan arkadaşlarım. Jondri çiftlikleri çok seviyormuş o yüzden ona buraları gezdirmek istedim. Zaten ziyaretinize gelecektim, işten güçten vakit bulamıyordum. İyi denk geldi. Babam nerede?" Bu küçük açıklama ile annesinin onu affetmesini umdu. "İneklerin yanında yemlerini değiştiriyor. Birazdan gelir sanırım." Annesi apar topar ellerini havluya silerek beyefendilerle tokalaştı. "Eijolf, Livei'nin annesi ve emekli polis memuruyum. Memnun oldum. Tam da tatlı yapıyordum. Aç mısınız? Buyrun sofraya geçin. Çayımız da var." diyerek bayları mutfak masasına davet etti.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#13
Mavi'nin gülmemek için kendini zor tuttuğunu fark ediyorsun. Anlaşılan kendisine ve Eidhæn'e seçtiği sahte isimler kendisine komik geliyor. Annen elini uzattığında Mavi hızlıca annenin elini iki eliyle yakalıyor ve sıkarken "Çok memnun oldum efendim, ben Huld. Kızınız çok yetenekli bir polis. Kendisiyle ilk göreve çıktığımda beni bir tecavüzcünün elinden kurtarmıştı. Kıçı kurtardık diyebilirim." Eidhæn bu lafların üstüne annene çaktırmadan Mavi'nin ayağına basıyor ve annene elini uzatıp "Esenlikler diliyorum efendim, ben Jondri. Eviniz çok güzel, ben de şehir içinde yaşıyorum ama çiftlik hayatını, doğal yaşamı ve hayvanları çok seviyorum. Umarım bir gün sizler gibi bir hayata atılabilirim. Eğer çiftliğinizde sattığınız doğal gıda ürünleri varsa satın almak isterim." Mavi, tekrardan söze giriyor. "Doğal ürünlere bayılırız. Geçen yıl kendi başımıza evde fødara ürettik." Eidhæn hızlıca laf arasından dalıyor. "Şarap demek istedi. Şarap mahzenlerimiz var. Evde fødara üretilmesi mümkün değil." Komik diyaloğun ardından annenin ikiliyi sofraya davet etmesi üzerine ikiliyi mutfak masasına geçiriyor ve sen de bir sandalyeye geçip annen yemekleri hazırlarken ikiliyle ilgilenmeye başlıyorsun.

"Fødara ne Mavi? Salak mısın sen?" dedikten sonra yüzü kızaran Eidhæn sinirli bir yüz ifadesiyle yere bakıyor. Mavi ise gülmemek için kendini hala zor tutuyor gibi görünüyor. "Niye evde üretilmesin abi? Kanıtla niye evde üretilmeyeceğini." Eidhæn bu ifadeye cevap vermeyeceğini belli edecek bir yüz ifadesi takınıyor ancak kararından dönüyor ve "Ha 56 baharatı Dusha'dan getirttin, evde likör yapacaksın." diyor. Mavi ise kıkırdamaya başlıyor ve o sırada annen yemekleri getiriyor. Mavi ise "Liveiciğim, anneni yorma da çayları sen getir hadi." diyor ve kıkırdıyor. Eidhæn'in ağzından 'cık cık' sesleri çıkardığını duyabiliyorsun.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#14
Mavi'nin tecavüz ile ilgili ettiği laftan sonra Livei kahkahasını bastırabilmek için boğazını temizledi. Bu esnada omuzlarının sarsılmasına engel olamamıştı. İkili arasındaki fødara - şarap tartışmasından sonra ise gülmesini bastırmaya çalışmaktan gözleri yaşarmıştı. Annesinin, durumu tuhaf karşılayan bakışlarını üzerinde hissettiği için koyveremiyordu kendisini. Eidhæn ise durumdan hoşnut gibi görünmüyordu. Onun küçük kardeşini dizginlemeye çalışan ağabey tavırları durumu daha da komik hale getiriyordu.

Sofraya onların yanına geçtiğinde hiçbir şey söylemedi. Annesi biftekli sulu bir yemek hazırlamıştı. Mavi'nin ona attığı lafı duymazdan gelerek gözlerini dehşetle yemeğe dikti. "Kimi kestiniz anne? Kimi yiyoruz şu an?" Annesi gözlerini kaçırarak sıcak papatya çaylarını sofraya getirdi. "Çilli artık çok yaşlanmıştı biliyorsun." Livei gözlerinin dolmaya başladığını hissetti. "Çilli'yi mi kestiniz? Hem de bana sormadan!" Annesi kızını dirseği ile dürttü. "Şimdi misafirlerin yanında konuşmayalım bunu tatlım." Annesinin ültimatomu genç kızın sessizleşmesine sebep olmuştu. Tam o esnada dış kapının açılma sesi duyuldu. Her zamanki şen şakrak ifadesi ile babası içeri girmişti. "Ooooooo Livei hanım siz buralara teşrif eder miydiniz?"

Babasının içeri girmesi ile birlikte annesi sofradan kalkarak bir tabak da onun için çıkardı ve sofraya yerleştirdi. Livei tam ağzını açıp babasına bir şey söyleyecekti ki babası sofradaki delikanlıları sıcakkanlı bir ifade ile süzmeye başladıktan sonra gözlerini Mavi'ye dikti. "Aha! Nihayet! Sen şu Livei'nin bahsettiği manitasısın değil mi? Nihayet manitasını ailesiyle tanıştırmaya karar verdi demek! Ne o, evlenecek misiniz?" Genç kız bütün yüzünün mordan kırmızıya doğru renk değiştirdiğini hissedebiliyordu. Bunun olacağını biliyordu! Onlara Bok'tan bahsetmek bir hataydı. Aslında tam olarak bahsetmiş sayılmazdı. Babası ağzını aradığı için ona hayatında birisi olduğunu söylemişti sadece. Başka bir şeyden haberleri yoktu. Yine de bu durum oldukça utanç vericiydi. "Hayır babiş yanlış anladın. Bunlar benim teşkilattan arkadaşlarım. Huld ve kardeşi Jondri. Çiftliği ziyaret etmek istedikleri için onları davet ettim." Babasının sıcakkanlı ifadesi bir anda yerini katı, soğuk ve tehditkar gözlere bırakmıştı. Hiçbir şey söylemeden içeri girip üzerindeki montu askılığa asmış ve kısa süre içerisinde geri dönüp dik dik bakışlarla sofraya geçmişti. Cebinden oldukça kalın bir sigara paketi çıkartmış ve yakmıştı. "Eeee? Ne ayaksınız lan siz o zaman? Kızımla ne işiniz var?"

Livei utançtan eliyle yüzünü kapattı. Babası ciddi miydi yoksa dalga mı geçiyordu emin değildi. Livei'nin annesi, babasının ağzındaki sigarayı alıp musluğa fırlattı. "Bu evde sigara içilmiyor Bribli." Bu olayın ardından babasının oturuşu değişmişti. "Özür dilerim karıcığım." Livei tabağında kalan son lokmaları da hızlıca ağzına attıktan sonra ayağa kalktı. "Aaa! Size neden çiftliği gezdirmiyorum? İnekler, koyunlar, tavuklar var. Organik ürün de yetiştiriyoruz. Jondri sen organik ürün istiyordun değil mi? Görmeye mi gitsek?" Annesi kızını kolundan çekiştirerek oturttu. "Daha tatlı verecektim ama size."
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#15
Mavi, şok olmuş gözlerle annenle olan muhabbetini izliyor ve dinliyor. Eidhæn'e bakıp "Şaka yapıyorlar di mi Jondri? Gerçekten yiyemem bak." diyor. Eidhæn sessiz kalmakla ve gülümsemekle yetiniyor ancak yüzüne baktığında Mavi'yi boğmak istediğini anlaman zor olmuyor. Mavi, önüne gelen tabaktaki bifteği kesmeye başlıyor ve "Bakalım Çilli'nin eti dolgun muymuş..." dedikten sonra çocuk gibi gülüyor. Eidhæn ise derin bir iç çekip yemeğini yemeye başlıyor. Babanın Mavi'yi erkek arkadaşın sanmasıyla birlikte Mavi şaşkın gözlerle babana bakıyor ve yaptığın açıklamadan sonra babanın verdiği tepkiye karşılık olarak "Efendim, size de anlatayım. Kızınız beni bir tecavüzcünün elinden-" Eidhæn Mavi'nin sözünü "Lütfen." diyerek kesiyor ve Mavi tekrardan gülmeye başlıyor. Bunun üstüne Eidhæn, tekrar iç çekiyor ve sana acı bir gülümsemeyle bakıp yemeğine devam ediyor. Annenin dominant davranışını gören Mavi, tekrardan yorum yapmaya hazırlanıyor. "Anaerkil bir ev. Bizim ev de böyle. Annem bir şey dedi mi herkes susar. Korkutucu bir kadın. Elbet sizin güzelliğiniz daha ön plana çıkıyor." Annene ettiği iltifatın ardından kendisini ve Eidhæn'i çiftliğe davet ediyorsun. Eidhæn ayağa kalkıyor ve annene yemek için teşekkür edip babana selam verdikten sonra heyecanlı bir şekilde kapıya çıkıyor. Mavi ise "Ama tatlı da yiyelim bir ara, çok heveslenmiştim..." diyor ve annene teşekkür edip kapıya çıkıyor.

Annen seni çekiştirip oturtsa da konukların dışarı çıktığı için peşlerinden gitme şansın oluyor. Böylelikle çiftliğe doğru ilerliyorsunuz. Çiftliğin girişine geldiğinizde etrafa bakıyorsun ve bu güzel ve doğal alanı ne kadar özlediğini hatırlıyorsun. Aylar boyunca başından geçen olayları, yeni mesleğini ve gördüğün iç savaşı düşünüyorsun. Yaşadığın travmatik olayları arkanda bırakıp yeni bir adım atabilmenin heyecanını yeni arkadaşlarınla birlikte yaşıyor olmak az da olsa içini rahatlatıyor. Haydi, şimdi onlara bizzat büyüdüğün bu nostaljik alanı baştan sona tanıtma vakti.

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#16
"Anaerkil demeyelim de karısını çok seviyor diyelim koçum." dedi genç kızın babası imalı bakışlarını Mavi'ye çevirerek. Annesi kendisine yöneltilen iltifata gülümseyerek teşekkür etmişti. Kadın bu sözleri çok fazla duymuş olacaktı ki pek etkilenmişe benzemiyordu. Kapıdan dışarı çıktıkları anda Livei derin bir soluk çekti. Nihayet o kaos ortamından kurtulmuşlardı. Yerin dibine girmek, hatta buharlaşıp uçmak isterdi. "Ailemin kusuruna bakmayın." diye geveledikten sonra ikiliyi çiftliği gezdirmek üzere yönlendirmeye başladı.

Çiftliğin inek dışkısına karışmış doğal kokusunu içine çekmeyi özlemişti. Savaştan sonra buraya gelmemekle büyük hata yapmıştı anlaşılan. Babasının söylediklerine bakılırsa da hala kızından aşk yaşamına dair bir rapor bekliyordu. Belki de onlara ayrıldıklarını söylemeliydi. Sevgilisinin ülkesini terk ettiğini ve hainlerin ülkesine yerleştiğini söylemesi ailesi için şok edici olurdu. İlişkileri Livei'nin kafasında henüz bitmemişti ve "ayrılmak" sözcüğünü telaffuz etmek bile kalbinin binlerce parçaya ayrılmasına sebep oluyordu. Nitekim bir tercih yapılmıştı ve geldikleri durum buydu. Onu bir daha asla göremeyecekti. Muhtemelen orada kendisine yeni bir eş bulacaktı ve genç kızın hayalini kurduğu hayatı bir başkası ile yaşayacaktı. Neticede o hovarda polis memuru ile birlikte takılıyordu. Artık Livei'yi umursamıyor olmalıydı. Livei kafasında bu senaryoyu defalarca kez kurmuştu. Her seferinde neden tercih edilmediğini, neden terk edildiğini anlamaya çalışmış ve nerede yanlış yaptığını düşünmüştü. Ona bunu sakin bir ortamda sormak isterdi. Belki sarılarak ayrılmak isterdi. Belki öyle olsaydı genç kız için zihninde bitirmek çok daha kolay olurdu.

Bunları düşünmemeliydi. Bunları düşünmek Livei'ye iyi gelmiyordu.

İkiliyi ilk olarak ineklerin bulunduğu ahıra götürdü. Sarıkız onu görünce neşeli bir şekilde yanına yaklaşmış ve başını uzatmıştı. Livei'nin ellerinde büyüdüğü için adeta bir köpek gibi akıllı ve uslu bir kızdı o. "Bunlar ineklerimiz. Bu Sarıkız. Zor bir doğum sonrası ona ellerimle bakmıştım. Benimle büyüdü, kızım gibidir. Şu artık boş olan alan Çilli'nin kaldığı yerdi... Hasta ve yaşlı bir inekti ancak onu severdim. Kendi beslediğim ineklerimin kaybından üzüntü duymak sana komik geliyorsa özür dilerim Mavi." Lafını sarkastik bir şekilde soktuktan sonra onları koyunların olduğu bölgeye götürdü. "Burası da küçükbaş hayvanlarımızı tuttuğumuz yer. Koyunlar, kuzular... Sütlerinden peynir, yünlerinden de yorgan filan yapıyoruz. Kışın sıcak tutuyor. Koyun peyniri koktuğu için pek sevilmez ama bizimki çok lezzetli tadına bakmanızı öneririm." dedikten sonra horozların olduğu kümese ilerlediler. Bir horozun etrafında 10-15 farklı tavuk dolaşıyordu. Küçük bir bölmede de sarı sarı civcivler mevcuttu. Bazıları biraz büyümüş ve tavuk gibi görünmeye başlamışlardı. "Burası da kümesimiz. Civcivlerden erkek olanlarını satıyoruz. Horozlar biraz nemruttur bilirsiniz, haremlerinin çalınmasını sevmezler. Şu kapalı alanda yumurtaları bulunuyor. Size doğal köy yumurtası da veririm." dedikten sonra hemen yan tarafı işaret etti. "Burada da küçük sulak bir alan var. İçerisine 2-3 kaz koyduk. Ancak çok yaklaşmayın biraz psikopatlar, kovalıyorlar."

Hayvanlar bittikten sonra onları minik tarlalarına doğru yönlendirdi. Hayvanların olduğu bölgenin çaprazında, evin hemen yan tarafında bulunuyordu. "Genellikle hayvancılıkla uğraşıyoruz ancak yetiştirdiğimiz birkaç bir şey var. Kabak yetiştiriyoruz şurada. Çekirdeklerini kurutup satıyoruz. Şurada da domates, salatalık, biber, nane, kekik neyin mevsimiyse onları koyuyoruz. Bunları kendimiz yiyoruz genelde satmıyoruz ancak annem baharatları karıştırıp toz haline getirip satmaya başladı. Yemeklere lezzet katan değişik şeyler üretiyor. Merak ederseniz mutlaka denemelisiniz."
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#17
Mavi'nin sıkıldığını gözlerinden anlıyorsun ancak Eidhæn'in gözlerinin parıl parıl olduğunu görünce mutlu oluyorsun. Hızlı hızlı nefes alıp vererek anlattıklarını dikkatle dinliyor ve her bir alanda sana birden fazla soru sorup her cevap aldığında daha da mutlu oluyor. "KOYUN PEYNİRİ ALABİLİR MİYİM?" diye heyecanla bağırıyor ve bağırdığını fark edince utanıp "Yani en azından 1 kilogram alıp denemek isterim." diyor ve Mavi'nin güldüğünü fark edince daha da utanıyor. Kazlardan ve yanlarına gitmemeleri gerektiğinden bahsederken Eidhæn'in hemen yanlarına gittiğini fark ediyorsun. Şansınız yerinde oluyor ki Eidhæn'in başına bir şey gelmiyor. Baharatlardan bahsetmeye başladığında yine Eidhæn söze giriyor ve "Biber ve kekikten biraz almak isterim. Aynı zamanda az önce gezerken söylemeyi unuttum, köy yumurtası da isterim. Köy yumurtasına bayılıyorum." diyor. Eidhæn'in heyecanı ve mutluluğu seni içten içe sevindiriyor.

Güneşin batmasına yakın çiftlikte inekleri seviyorsunuz ve o sırada Mavi "Ben inekleri çok seviyorum." diyor. Göz ucuyla sana bakıyor ve gülümseyip göz kırpıyor. Eidhæn bir anda "Şimdi hatırladım, Livei, seni çizecektim! Hadi, şu tabureye otur da çizeyim." diyor ve ineklerin olduğu alanın dışında bulunan taburelerden birini işaret ediyor. Bu tabureye geçiyorsun ve o da yanında duran bir tabureyi alıp karşına geçiyor. Çantasından ekipmanlarını çıkarıyor ve seni çizmeye başlıyor. Yaklaşık bir saat boyunca orada oturuyorsunuz ve o sırada Mavi inekleri sevip arada bir kendi kendine şarkı söylüyor. Çizimin bitmesine yakın "Oh be, ne rahat bir gün oldu. Önümüzde bu rahatlığı yakalayamayacağız. O beni üzüyor gerçekten." diyor. Eidhæn ise çizimi bitirdikten sonra hemen sana gösteriyor ve fikrini soruyor. "Beğendin mi? Tam yansıtabildim mi emin değilim ama..."


Eidhæn'in Çizimi
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#18
Eidhæn çok tatlıydı. İnanılmaz tatlıydı. Acayip tatlıydı. Livei onun yanaklarını mıncırmamak ve burnunu kıstırmamak için kendisini zor tutuyordu. Ne kadar zor şeyler yaşamış olursa olsun özünde bir çocuktu. Doğayı seven, hayvanları seven, heyecanlı, pırıl pırıl gözleri olan bir çocuktu. Mavi her ne kadar ilgilenmiyor gibi görünse de Eidhæn onu can kulağı ile dinlediği için çoğunlukla beden diliyle ona yönelerek konuşmuştu. Çocuğun kazların yanına heyecanla gitmesi bir an için genç kızın yüreğini hoplatmıştı ancak neyse ki kazlar bugün iyi günlerindeydi. Ya da Eidhæn inanılmaz şanslıydı, kim bilir? Koyun peyniri almak istediğinde hemen bir kilo peyniri hazırlamış ve sevimli çocuğun koluna güzel bir poşette takmıştı. "Bizden olsun." deyip göz kırpmıştı. Çocuğun soylu olması Livei'nin umurunda bile değildi. Küçücük bir çocuktan para alacak değildi. Onunla arasında rütbelere dayalı bir ilişki olmasını istemiyordu. Genç kız her ne kadar bunu kendisine itiraf edemese de soylulardan pek hazzetmezdi. Ona göre zengin olan herkes narsist, bencil, şımarık, vurdumduymaz ve her istediğini yapabilme hakkına sahip olduğunu düşünen beyin yoksunlarından ibaretti. Eidhæn'in onun gözünde farklı olmasını istiyordu. Çocuk baharat ve yumurta istediğini söylediğinde çocuğa 500 gramlık paketlerde toz biber ve kekik de getirdi. Yanına 12'li yumurta kartonundan koymayı ihmal etmedi. "Hepsi bizden!" dedi neşeyle. Başkalarını mutlu etmek kalbine uzun zamandır arzuladığı iç huzurun kırıntılarını serpiştiriyordu.

Mavi'nin inekleri sevdiğini söylemesi üzerine ona döndü. Genç adam kendisine gülümseyip göz kırpmıştı. Livei kafası karışmış bir ifadeyle ona baktı. Bazen Mavi'nin ciddi mi olduğunu yoksa şaka mı yapıyor olduğunu anlayamıyordu. Kimi zaman onun tipik bir Gedhilfe erkeği olduğunu düşünüyordu, kimi zaman ise çok imalı konuştuğu için onu gizemli ve ürkütücü buluyordu. Eidhæn onun için kolay lokmaydı ancak Mavi ile arasında ne kadar yakınlık kurması gerektiğine emin değildi. Hala aklında ciddi soru işaretleri vardı.

Çocuğun cıvıldayan sesiyle sisli düşüncelerinden arındı Livei. Eidhæn onu çizmek istiyordu. Tabi ya, bu anı düşünüp heyecanlanmıştı. Küçük bir kız çocuğu gibi neşeyle tabureye oturdu ve güzel bir poz vermeye çalıştı. Bu işleri hiç beceremezdi. Birisinin onun resmini çizmesi utanç vericiydi. Yaklaşık bir saat sonra ise ortaya çıkan eserden büyülenmişti. "Bu ben miyim? İnanmıyorum. Eidhæn sen inanılmaz yeteneklisin!" Çocukla bir anda senli benli konuştuğu için afallamıştı ancak artık geriye alamazdı. Üstelik artık daha rahat olabilirdi, değil mi? "Bu porteye bayıldım. Odamda başucuma asacağım ve sonsuza dek saklayacağım! Teşekkür ederim." Kocaman içten bir gülümseme ile Eidhæn'in gözlerine baktı.

Saat ilerliyordu. Birazdan şehre geri dönmeleri gerekecekti. Bundan sonra ne yapacaklarını, planlarının ne olduğunu hiç konuşmamışlardı. Mavi'nin dediği gibi, bugün rahat geçmişti ancak önlerinde zorlu bir süreç onları bekliyordu. Elindeki tabloyu durgun bir şekilde uzun uzun inceledikten sonra ciddi bir ifadeyle Mavi'ye döndü. "Bunun sırası değil muhtemelen biliyorum ancak sana bir şey sormam gerekiyor." dedikten sonra derin bir nefes aldı. "Seninle tanışmadan önce başıma, daha doğrusu başımıza gelenleri biliyorsundur. O gün Kral Deith bir şey söyledi. Bana söylemedi ama... Bir tartışma yaşandı ve kralın Deinzei halkına söz verdiklerini yerine getirmediği konuşuldu. Sonra kral bu örgütün yer altından örgütlendiğini, toplam 57 Gedhilfe vatandaşını öldürdüklerini ve 12 kasabada Gedhilfe Krallığı bayrağını yakarak karşı çıkanlara fiziksel saldırıda bulunduklarını söyledi. Yofær'e terör saldırısı düzenlendiğini ve onun hemen ardından 17 kişinin öldürüldüğü bir başka saldırı düzenlendiğini söyledi. Bu yaşananlar sebebiyle sözünden döndüğünü söyledi. O an onların yüzünde nasıl bir ifade vardı bilmiyorum, bu ithamlara cevap verecek bir süreleri olmadı. Ancak seni Eidhæn ile konuşurken duydum. Sivillerin bu olaya karıştırılmamasını istiyorsunuz ikiniz de. Kralın o gün anlattıkları gerçek miydi? Bütün bunlar yaşandı mı yoksa her şey bir yanlış anlaşılmadan mı ibaret? Bu konuda artık aklımın netleşmesini istiyorum çünkü beni çok rahatsız ediyor. Deinzei halkına yapılan zulümlere kesinlikle karşıyım ancak ben de sizin gibi sivillerin bu işin içine katılmaması gerektiğini düşünüyorum." Mavi'nin ona vereceği cevaptan korkarak bir yutkunma ile bitirdi sözlerini. Bunlar gerçekse hissettiği tüm vicdan azabına, desteklediği örgütün katlettiği masumlarının vicdan azabı da eklenecekti.
Image
► Show Spoiler

Re: [Livei Nyawodz] Kızıl ve Mavi

#19
Eidhæn, ona verdiğin şeyleri görünce oldukça duygulanıyor ve "Bir dahakine kesinlikle ben alacağım. Sana çok ama çok teşekkür ederim." diyor içten bir ses tonu ile. Çizimine yaptığın yoruma karşılık olarak ise "Bir gün de sen beni çizersin, istersen çizmeyi bile öğretirim. Herkes çalışarak resim yapabilir." diyor. Ancak geçirdiğiniz bu mutlu mesut zaman azaldıkça aklında bulunan soru işaretlerini bir açıklığa kavuşturmak için çabalamaya başlıyor ve Mavi ile uzun bir sohbetin kapısını açıyorsun.

Mavi, kendisine yönelttiğin soruya karşılık olarak her şeyden önce yüzündeki gülümsemeyi siliyor ve ciddi bir tavır takındıktan sonra olabilecek en duygusuz yüz ifadesine bürünüp pes bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor. "Bu örgüt, bu hareket her zaman şu an olduğu halinde değildi. Bu bir yana, bir dönem gerçekten 'terör' olarak adlandırabileceğimiz eylemler yaptılar. Biz kendimizi örgütün eski halinden tamamen soyutlamaya ve yepyeni bir başlangıç yapmaya karar verdik. Dyoch ve Dhæcho ise bu değişimin öncüleri denebilir. Kendileri bu hareketi barışçıl ve siyasi bir hareket haline getirmek için ant içtiler ve eski yollarımızı takip eden tüm üyeleri tek tek temizlediler. Sana detaylı bir açıklama yapmak isterdim ama diğerleriyle konuşmadan en yeni üyemize detaylı bir tarih dersi vermenin sıfatıma yakışacağını düşünmüyorum. O nedenle sana kısaca şunu söyleyeceğim, biz terörist değiliz. Kraldan duydukların doğru, ancak biz o insanlarla bağımızı kopardık ve barışçıl bir hareket yönetiyoruz. Bilmen gereken tek şey bu, en azından şimdilik." Mavi, uzaklara bakıyor ve cebinden bir sigara çıkarıp yakıyor. Çiftliğin doğal kokuları yerini sigara kokusuna bırakıyor.

Hava iyice karardığında ikili gitmeye hazırlanıyor ve seninle vedalaşıyorlar. Mavi, gitmeden önce yanına geliyor ve sana bir sonraki aşama için gerekli bilgileri veriyor. "Eidhæn ile tanışman büyük önem taşıyordu. Önümüzdeki günlerde seni tekrar ziyaret edeceğim. Salı olabilir, çarşamba olabilir. Hangi gün uygun olursan o gün gelirim. Tanışmanı istediğim bir kişi daha var. Ama şimdiden söyleyeyim, kendini hazırla çünkü bir sonraki görüşmemizde sadece biriyle tanışmayacaksın. İlk eylemimizi gerçekleştireceğiz." Mavi, omzuna dokunuyor, gülümsüyor ve Eidhæn ile birlikte yola koyuluyor. Mutlu bir gün ve dramatik bir akşamın ardından günün kalan saatlerini nasıl geçireceğini planlamaya başlıyor ve çiftlik evine dönüyorsun.
Off Topic
Konu sonlanmıştır.

Ödüller:

Livei Nyawodz
• 50 IP
• Eidhæn'in Çizimi x1

Bir sonraki konu önümüzdeki hafta pazar günü açılacaktır. GM tarafından açılacak bireysel konular süresince vakalara katılamayacaksın.
Locked

Return to “Konutlar”

cron