Elion dikkatli adımlarla Bekwo'ya yaklaşıyor, etrafındaki hava sanki onunla birlikte hareket ediyor gibi. Her adımı ölçülü ve düşünceli. Mavi Yıldız'ın liderinin yüzünde, genelde gizlemeyi tercih ettiği bir endişe ifadesi beliriyor. Konuşmaya başladığında sesi alçak ama net. "Dünya ne zaman harekete geçecek?" diye soruyor, gözlerini Bekwo'dan ayırmadan. Bekwo'nun yüzünde ciddi bir ifade beliriyor, mavi gözleri adeta buz gibi parlıyor. Ellerini önünde kavuşturarak bir adım öne çıkıyor. "Üç gün." diyor kısaca, sesi odada yankılanıyor. "Sadece üç günümüz kaldı." Bu sözler üzerine Meinsu aniden yerinden doğruluyor, yüzünde şaşkınlık ve korku karışımı bir ifadeyle. "Üç gün mü? Bu kadar az mı kaldı?" Sesi titreyerek çıkıyor. "Hazırlıklarımız henüz tamamlanmadı, daha fazla zamana ihtiyacımız..."
Elion, Meinsu'nun sözünü sert bir el hareketiyle kesiyor. "Zaman artık bizim kontrolümüzde değil." diyor, sonra Bekwo'ya dönüyor. "Son raporlar doğru muydu? Gerçekten tüm birlikleri harekete mi geçirdiler?" Bekwo başıyla onaylıyor, mavi gözleri odadaki herkesi tek tek süzüyor. "Evet. Tüm birimler hazır durumda. İlk dalga muhtemelen en şiddetlisi olacak." Duraksıyor, sonra ekliyor. "Ve yanılmıyorsam, bu sefer farklı bir strateji izleyecekler." Elion bu bilgiyi aldıktan sonra derin bir nefes alıyor, ardından bakışlarını sana çeviriyor. Duruşu ve ses tonu kararlı. "Gedhilfe'deki Birlik Köprüsü'ne gideceğiz." diyor, sonra bir an duraksamadan devam ediyor. "Yol boyunca arkadaşlarına haber vermen gerekecek. Onlara ulaş."
Meinsu tekrar araya giriyor, bu sefer sesi daha kontrollü. "Birlik Köprüsü mü? Elion, orası şu anda güvenli değil. Son aldığımız istihbarata göre..." Elion'un bakışları anında buz kesiyor. Meinsu'ya döndüğünde, odadaki sıcaklık birkaç derece düşmüş gibi. "Yeter!" diyor, sesi öyle bir tonda çıkıyor ki Meinsu'nun sözleri boğazında düğümleniyor. "Eğer konuşmaya devam edersen, seni burada bırakırım." Bu tehdit havada asılı kalıyor, Meinsu'nun yüzündeki renk çekiliyor. Odadaki atmosfer giderek ağırlaşıyor. Bekwo'nun verdiği üç günlük süre, sanki görünmez bir geri sayım başlatmış gibi. Mitga hala köşesinde durmuş, dikkatle olan biteni izliyor, ara sıra Bekwo'ya şaşkın bakışlar atıyor. Meinsu ise köşesine çekilmiş, sessizce oturuyor. Elion son bir kez Bekwo'ya bakıyor. "Zaman daraldıkça seçeneklerimiz de azalıyor. Birlik Köprüsü'ne ulaşmamız şart." Sonra odadakilere dönerek ekliyor. "Hazırlanın. Bir saat içinde yola çıkıyoruz." Şu anda önünde birkaç seçenek var. Yola çıkmadan önceki bir saati değerlendirmek için Mavi Yıldız karargahını gezebilirsin. Kim bilir, belki önemli ipuçları bulursun. Elion ile baş başa konuşabilirsin. Görünüşe göre söyleyecek çok şeyi var. Bekwo ile tanışabilirsin. Mitga'nın onu tanıyor olması, onun önemli biri olduğunu gösteriyor. Ya da köşende kalıp, olanları izleyebilir ve düşünebilirsin.
Seçim senin, ama zamanın değerli. Bir saat çabuk geçecek.
Elion, Meinsu'nun sözünü sert bir el hareketiyle kesiyor. "Zaman artık bizim kontrolümüzde değil." diyor, sonra Bekwo'ya dönüyor. "Son raporlar doğru muydu? Gerçekten tüm birlikleri harekete mi geçirdiler?" Bekwo başıyla onaylıyor, mavi gözleri odadaki herkesi tek tek süzüyor. "Evet. Tüm birimler hazır durumda. İlk dalga muhtemelen en şiddetlisi olacak." Duraksıyor, sonra ekliyor. "Ve yanılmıyorsam, bu sefer farklı bir strateji izleyecekler." Elion bu bilgiyi aldıktan sonra derin bir nefes alıyor, ardından bakışlarını sana çeviriyor. Duruşu ve ses tonu kararlı. "Gedhilfe'deki Birlik Köprüsü'ne gideceğiz." diyor, sonra bir an duraksamadan devam ediyor. "Yol boyunca arkadaşlarına haber vermen gerekecek. Onlara ulaş."
Meinsu tekrar araya giriyor, bu sefer sesi daha kontrollü. "Birlik Köprüsü mü? Elion, orası şu anda güvenli değil. Son aldığımız istihbarata göre..." Elion'un bakışları anında buz kesiyor. Meinsu'ya döndüğünde, odadaki sıcaklık birkaç derece düşmüş gibi. "Yeter!" diyor, sesi öyle bir tonda çıkıyor ki Meinsu'nun sözleri boğazında düğümleniyor. "Eğer konuşmaya devam edersen, seni burada bırakırım." Bu tehdit havada asılı kalıyor, Meinsu'nun yüzündeki renk çekiliyor. Odadaki atmosfer giderek ağırlaşıyor. Bekwo'nun verdiği üç günlük süre, sanki görünmez bir geri sayım başlatmış gibi. Mitga hala köşesinde durmuş, dikkatle olan biteni izliyor, ara sıra Bekwo'ya şaşkın bakışlar atıyor. Meinsu ise köşesine çekilmiş, sessizce oturuyor. Elion son bir kez Bekwo'ya bakıyor. "Zaman daraldıkça seçeneklerimiz de azalıyor. Birlik Köprüsü'ne ulaşmamız şart." Sonra odadakilere dönerek ekliyor. "Hazırlanın. Bir saat içinde yola çıkıyoruz." Şu anda önünde birkaç seçenek var. Yola çıkmadan önceki bir saati değerlendirmek için Mavi Yıldız karargahını gezebilirsin. Kim bilir, belki önemli ipuçları bulursun. Elion ile baş başa konuşabilirsin. Görünüşe göre söyleyecek çok şeyi var. Bekwo ile tanışabilirsin. Mitga'nın onu tanıyor olması, onun önemli biri olduğunu gösteriyor. Ya da köşende kalıp, olanları izleyebilir ve düşünebilirsin.
Seçim senin, ama zamanın değerli. Bir saat çabuk geçecek.