Re: [Wændz Neidthad] Gecenin Dansı

#21
Elion dikkatli adımlarla Bekwo'ya yaklaşıyor, etrafındaki hava sanki onunla birlikte hareket ediyor gibi. Her adımı ölçülü ve düşünceli. Mavi Yıldız'ın liderinin yüzünde, genelde gizlemeyi tercih ettiği bir endişe ifadesi beliriyor. Konuşmaya başladığında sesi alçak ama net. "Dünya ne zaman harekete geçecek?" diye soruyor, gözlerini Bekwo'dan ayırmadan. Bekwo'nun yüzünde ciddi bir ifade beliriyor, mavi gözleri adeta buz gibi parlıyor. Ellerini önünde kavuşturarak bir adım öne çıkıyor. "Üç gün." diyor kısaca, sesi odada yankılanıyor. "Sadece üç günümüz kaldı." Bu sözler üzerine Meinsu aniden yerinden doğruluyor, yüzünde şaşkınlık ve korku karışımı bir ifadeyle. "Üç gün mü? Bu kadar az mı kaldı?" Sesi titreyerek çıkıyor. "Hazırlıklarımız henüz tamamlanmadı, daha fazla zamana ihtiyacımız..."

Elion, Meinsu'nun sözünü sert bir el hareketiyle kesiyor. "Zaman artık bizim kontrolümüzde değil." diyor, sonra Bekwo'ya dönüyor. "Son raporlar doğru muydu? Gerçekten tüm birlikleri harekete mi geçirdiler?" Bekwo başıyla onaylıyor, mavi gözleri odadaki herkesi tek tek süzüyor. "Evet. Tüm birimler hazır durumda. İlk dalga muhtemelen en şiddetlisi olacak." Duraksıyor, sonra ekliyor. "Ve yanılmıyorsam, bu sefer farklı bir strateji izleyecekler." Elion bu bilgiyi aldıktan sonra derin bir nefes alıyor, ardından bakışlarını sana çeviriyor. Duruşu ve ses tonu kararlı. "Gedhilfe'deki Birlik Köprüsü'ne gideceğiz." diyor, sonra bir an duraksamadan devam ediyor. "Yol boyunca arkadaşlarına haber vermen gerekecek. Onlara ulaş."

Meinsu tekrar araya giriyor, bu sefer sesi daha kontrollü. "Birlik Köprüsü mü? Elion, orası şu anda güvenli değil. Son aldığımız istihbarata göre..." Elion'un bakışları anında buz kesiyor. Meinsu'ya döndüğünde, odadaki sıcaklık birkaç derece düşmüş gibi. "Yeter!" diyor, sesi öyle bir tonda çıkıyor ki Meinsu'nun sözleri boğazında düğümleniyor. "Eğer konuşmaya devam edersen, seni burada bırakırım." Bu tehdit havada asılı kalıyor, Meinsu'nun yüzündeki renk çekiliyor. Odadaki atmosfer giderek ağırlaşıyor. Bekwo'nun verdiği üç günlük süre, sanki görünmez bir geri sayım başlatmış gibi. Mitga hala köşesinde durmuş, dikkatle olan biteni izliyor, ara sıra Bekwo'ya şaşkın bakışlar atıyor. Meinsu ise köşesine çekilmiş, sessizce oturuyor. Elion son bir kez Bekwo'ya bakıyor. "Zaman daraldıkça seçeneklerimiz de azalıyor. Birlik Köprüsü'ne ulaşmamız şart." Sonra odadakilere dönerek ekliyor. "Hazırlanın. Bir saat içinde yola çıkıyoruz." Şu anda önünde birkaç seçenek var. Yola çıkmadan önceki bir saati değerlendirmek için Mavi Yıldız karargahını gezebilirsin. Kim bilir, belki önemli ipuçları bulursun. Elion ile baş başa konuşabilirsin. Görünüşe göre söyleyecek çok şeyi var. Bekwo ile tanışabilirsin. Mitga'nın onu tanıyor olması, onun önemli biri olduğunu gösteriyor. Ya da köşende kalıp, olanları izleyebilir ve düşünebilirsin.

Seçim senin, ama zamanın değerli. Bir saat çabuk geçecek.

Re: [Wændz Neidthad] Gecenin Dansı

#22
Elion'un yüzündeki endişeli ifade yalnızca Wændz'ın değil, kimsenin dikkatinden kaçmamış olmalıydı. Dünya'nın ne zaman harekete geçeceğini sorduğunda aldığı üç gün cevabına karşı bir korku hissi çarptı Wændz'ı. Beklenmedik bir saldırıya uğramış gibi bakışlarının canlanmasına sebep olan bu cevaba karşı korkutucu gerçek bir kere daha yüzlerine vurulmuştu. Neden Mavi Yıldız'ın Mutlak Son'u destek olarak kullanmak istediği artık çok açık ve net bir şekilde anlaşılabiliyor, başka söze gerek bırakmıyordu. Meinsu yerinden doğrulup şaşkınlık ve korukunun karışımıyla açık olan cevabı bir kere daha sorgulama zorunluluğu hissediyor gibiydi. Sanki kurduğu cümle ile biraz daha zaman kazanacağına inanıyordu çaresizlik içerisinde. Elion ise derhal onu durdurdu. Ellerindeki tüm güçlerle gerçekten saldırıp saldırmayacaklarını sorduğunda Wændz'ın da bakışları yüzlerine, ağızlarından çıkan kelimelere odaklı kalıyordu. Sanki odada yalnızca o ikisi varmış gibiydi. Elion'un kendisine dönüp talimatına karşı sorgulamak yerine yalnızca başıyla onaylıyordu sözünü.

Meinsu'nun yeniden araya girmesine karşı Elion her şeyi çoktan göze almış gibi sözünü kesiyordu. Gedhilfe'ye yola çıkmak için bir buçuk saatlik zaman veriyordu. Zaman çabuk geçecekti. Ancak normal akarsa.

Beakwo'nun kim olduğunu ve bu bilgileri nereden öğrendiğini bilmesinin faydalı olabileceğini düşündü. Diğer tarafta Meinsu'nun bunca korkusunun altında yatan başkaca sebep olup olmadığıyla ilgilendiğini hissetti. Odada ondan daha büyük tepki veren olmamıştı. Mitga ile diğerleriyle ulaşım ve saat konusunu konuşması gerekiyordu. Ve tabiki Elion, kendisiyle bire bir konuşmak istediğini görmüştü. Kendisini neden kurtardığını, kendisi hakkında ne kadarını bildiğini merak ediyordu. O yüzden her zamanki umutvar bakışlarını bu sefer durgunluk ve ciddiyete bırakıp Elion'a "Önce seninle konuşmamız gerek" diyerek özel konuşma talep ediyordu. Mitga ve Meinsu'ya bakışının ardından Elion'a dönüp kendilerine izin verilene kadar bekledikten sonra yalnız kaldıklarında "Madem zaman artık en önemli şeyimiz o halde bunu denememde kusur görmezsin" dedikten sonra Elion'la iki adım kalacak kadar yaklaşıp gerek duyacağı etki alanını olabildiğince azaltırken bulundukları alanın zamanını dışarıya göre hızlandıracaktı. Kendileri normal konuşuyor gibi hissetse de dışarıda akan zaman çok daha az olacaktı böylece. Ne kadar dayanabileceğine emin olmasa da sürdürebildiği kadar sürdürmeliydi. "Neden beni kurtardın? Hakkımda neler biliyordun ve bana tam olarak ne yapılmaya çalışılıyordu? Başarısız bir denekmişim gibi hücreye tıkıldım fakat bir süredir düşünüyordum... kimseye söyleyemedim, belki de diğerleri de aynı şeyleri düşünüyordu, ancak ben düşününce... yeterince güçlenirsem hem zaman kavramını bozabilirim hem de doğal ölümsüz olabilirim. Ne amaçlandığını bilmek istiyorum" dedi.
► Show Spoiler

Re: [Wændz Neidthad] Gecenin Dansı

#23
Elion ile özel konuşmak istediğinde odada bir anlık sessizlik oluşuyor. Meinsu ve Mitga ona merakla bakarken, Bekwo’nun da gözlerinde şaşkın bir kıpırtı beliriyor. Elion, hafif bir baş işaretiyle bunu kabul ettiğini belli ediyor. Kısa bir süre sonra Mitga ve Meinsu’ya çıkmaları için izin verildiğinde, her ikisi de sessizce odadan ayrılıyor, Bekwo da onlara katılıyor. Elion’un gözleri, kapı kapanana dek onları takip ediyor, ardından bakışlarını tekrar sana çeviriyor. İçinde olabildiğince etki alanını sınırlayarak zamanın akışını dış dünyaya göre hızlandırıyorsun. Alanın sınırları belirlendiğinde Elion, bu büyüyü ilgiyle izliyor, gözlerinde hem bir takdir hem de hafif bir hayranlık parıltısı beliriyor. Sorunu sorduğunda Elion yüzünde anlamlı bir gülümsemeyle seni dinliyor, ardından derin bir nefes alarak cevap vermeye başlıyor.

"Kurtarma sebebim tam olarak şu an gösterdiğin bu güç. Dünya’da asla ulaşamayacakları, hayal bile edemeyecekleri bir şey... Ve Dünyalılar, dokunmamaları gereken şeylere dokunuyor, peşlerinden gitmemeleri gereken şeylerin peşine düşüyorlar. Bu durumun sonuçlarına katlanmak zorundalar. Zaman kavramını bozma arayışları, doğal ölümsüzlüğe ulaşma çabaları, her şeyin bir sonu olduğunu görmezden gelme... Bunlar sadece daha büyük bir dibe çekilmeye neden oluyor." Elion, bu sözlerinin ardından bir an duraksıyor, gözleri sana derin bir bilgelikle bakıyor. Sesi, bir uyarıyı andıran tonda yükseliyor.

"Senin gibi olanlar, yani bu seviyede bir güce sahip olanlar... Dünyalılar gözünde sadece birer denekten ibaret. Çünkü gerçek şu ki, seni kontrol altına almak istediler. Seni, onların tabiriyle 'hizaya getirmek' istediler. Zamanı bozan birini durdurmanın, ona hükmetmenin yolu da onu köleleştirmek olurdu. Ama unuttukları bir şey var. Hayatta kalma arayışında tüm değerleri çiğneyip canavarlaşanlar, kendilerini yalnızca daha büyük bir korkuya sürüklerler. Oysa bizler, ölümü kabul ederiz, değerlerimize bağlı kalarak hayatta kalmanın gerçek anlamını biliriz." Elion, seni dikkatle izleyerek düşüncelerini tartıyor. Gözlerinde inatçı bir kararlılık var, sanki içinde taşıdığı bir felsefeyi seninle paylaşmaktan duyduğu sorumlulukla konuşuyor. "Dünya’dakiler, hayatta kalmak için her türlü ihanet ve kötülüğe bulaşarak insanlıklarından vazgeçmeye istekliler. Ama biz, bizim gibi olanlar, insanlığın bu gerçekliğini bilip yine de değerlerimizle hayatta kalmayı seçeriz. Ölümle yüzleşmenin bizi insan olarak şekillendirdiğini anlamış durumdayız. Oysa Dünya, hayatı kazanmak uğruna, kendilerini her türlü kötülüğe adamış halde. Senin gibi varlıklardan korkmaları da bu yüzden. Çünkü, Wændz, her şeyin bir sonu olduğunu kabul etmeyi beceremiyorlar. Ve bu kibir onları kaçınılmaz sona sürüklüyor."

Elion, senin gözlerine bakarak cümlelerine devam ediyor, sesine derin bir ağırlık ekleniyor, sanki daha da kişisel bir noktaya değinecekmiş gibi. "Önünde uzun ve zor bir yol var. Ama biz, değerlerimize tutunarak hayatta kalmanın bir yolunu bulabileceğimize inanıyoruz. Eğer her şeye rağmen hayatta kalmanın, ama değer kaybetmeden, canavarlaşmadan hayatta kalmanın mümkün olduğuna inanabilirsen, belki kurtuluşun bir yolu olabilir." Elion, son sözlerini masasından kalkarak söylüyor. "Şu zamanı düzelt de hazırlanmaya başlayalım. Fazla vaktimiz yok."
Off Topic
Konu sonlanmıştır. Yeni konu bu akşam açılacaktır.

Ödüller
Wændz Neidthad
• 250 IP
• 5000 PBF
• 5 Stat Puanı (Dağıtılabilir)
Locked

Return to “Seldshuts Sokağı”

cron