[Vaka] Kışkırtma

#1
Teşkilatın size özel ayarladığı küçük bir otelin üst kattaki odalarında uyanıyorsunuz. Size tanınmış olanaktan faydalanıp dilediğiniz şekilde kahvaltınızı ettikten sonra beraber oturuyor olduğunuz masada telsiz çağrısını bekliyorsunuz. Otel ikramı kahvelerinizi yudumlarken beklediğiniz çağrı geliyor. Çağrı üzerine karakola varıyorsunuz ve komiser ile başpolisi kapıda buluyorsunuz. Başpolis, kırmızı gömlekli ve kısa saçlı olgun bir kadın, elindeki belgeleri kontrol ederken Komiser, ağzında sigarası ve üstünde takım elbisesi olan olgun bir kadın, “Tünaydın gençler, ben komiseriniz Bai Nominodan. Umarım uykunuzu almışsınızdır çünkü bugün başımız ağrıyacak.” deyip iç çekiyor ve devam ediyor. “Aldığımız duyuma göre bir grup turist vatandaşlarımıza rahatsızlık vermiş. Toplum huzurunu kaçırma suçu ile karşı karşıyayız. Uzun sürmeyecek. Olayın gerçekleşiyor olduğu kahvehaneye gideceğiz ve suçluları tutuklayacağız. Basit ve kısa.” Başpolis evrakların hazır olduğunu belirttikten sonra arabaya biniyor ve kahvehaneye doğru yol alıyorsunuz.
Kahvehanenin önüne park edip arabadan inerken içerideki tartışma seslerinin dışarıya kadar geldiğini fark ediyorsunuz. Hep beraber içeri dalıyorsunuz. Komiser hızla söze giriyor. “İyi günler Himota halkı! İhbar üzerine teşkilattan gelmiş bulunmaktayız. Olay nedir anlatın bakalım.” Önce kahvehanenin sahibi, size göre sağ çaprazdaki masayı göstererek, bağırıyor. “Rica ediyorum komiser hanım, şuradaki patavatsızları çıkartın buradan. Sabah sabah kahvehanenin huzurunu da bereketini de kaçırdılar.” Ardından ayakta olan koca göbekli yetişkin bir erkek bağırıyor. “İnsanların aklını bulandırmaya kalkıyorlar. Burası Himota ulan! Diğer zayıf ülkelere benzemez bura!” Bunlar üstüne işaret edilen iki kişiden biri kendini savunuyor. “Efendim, kuru iftira bunlar. Biz sadece hakkında endişelendiğimiz arkadaşlarımızla sohbet ediyorduk.” Bunun üzerine bir başka yetişkin bağırıyor. “Sohbet dediğin karşılıklı rıza ile olur, anam! Adam konuyu kapatmaya çalıştıkça boş boş konuşmaya devam ediyorsun.” Komiser “Herhangi biriniz adam akıllı anlatacak mı olayı?” diye gürlüyor. Bu sırada başpolis size dönerek “Tartışma iyicene alevlenmiş belli. İsterseniz etraftan ifade alın da komiser rahat etsin. Bu arada, söylemeyi unuttuğum için kusuruma bakmayın. Adım Dado Kebanodan” diyor ve sizi komiserin önünü açmaya teşvik ediyor. Seçenekleriniz turist grubu, ayaktaki koca göbekli yetişkin, kahvehane sahibi ve turist grubunun konuştuğu kişi.
Bai Nominodan
► Show Spoiler
Dado Kebanodan
► Show Spoiler

Off Topic
Bu konunun GM'i Hiperyus olarak sizlerle birlikteyim. Pasiflik süresi 120 saattir. (5 gün)

Re: [Vaka] Kışkırtma

#2
İlk vakamı başarılı bir şekilde tamamladıktan bir sonrakine başlamadan önce teşkilatın ayarladığı bir otele yerleştirildim. Her şey çok ani gelişti için neden burada olduğum ve görevimin detayları hakkında bir bilgim yok. Benimle birlikte gelen diğer arkadaşın da bu konular hakkında bilgi sahibi olduğunu da düşünmüyorum. İlk vakamın aksine şuanda başıma gelen şeyler benim için oldukça yeniydi. İlk göreve başlamadan önce baş polis memuru evime gelip sabahın köründe beni uyandırmıştı. Şimdi ise görev başlamadan önce hem küçükte olsa bir otele yerleştirildim hem de otelin imkânlarından istediğim gibi yararlanmama da izin veriyorlar. Bunların hepsini hesaba katarsak gerçek gün gibi ortaya çıkıyor. Büyük ihtimalle beni üst rütbeli biriyle karıştırdılar. Bu şuanda aklıma gelen tek mantıklı açıklama. Kesinlikle daha kim olduğumu anlamadıkları için böyle bir muamele görüyorum. Yoksa teşkilat ne kadar büyük olursa olsun yeni göreve başlamış biri için tüm bu imkânları seferber etmesi hiç mantıklı değil. Geçen görev ekmek arası yerken şimdi açık büfe kahvaltı yapmak arasında uçurumlar var. Tabi ki bu yeni imkânların sebebi küçük bir ihtimal katıldığım görevin zorluğu yüzünden de olabilir. Yine de ben en kötüsünü düşünerek ilk ihtimalin gerçek olduğunu varsayarak yaptıkları hatayı fark edene kadar otelin tüm imkânlarını sonuna kadar zorlamam lazım. Ayağıma gelen bu fırsatın uçup gitmesine kolay kolay izin veremem. Uyandıktan sonra önce duş alıp ardından tıka basa doyana kadar kahvaltı ettikten önümüzdeki vaka da ki olası ortağımla telsizin başında beklemeye başladım. Şansızlığımız yüzümden tam kahvelerimizi içerken telsiz çaldı. Telsiz yüzünden kahve keyfimizi hızlıca sonlandırarak karakola doğru yolu çıktık.

Karakola vardığımız zaman çoktan bu görevdeki baş polis memuru ve komiserimiz karakolun kapısında bizi beklediklerini gördüm. Komiser bizi selamladıktan sonra hızlıca görevin detaylarını açıkladı. Anlattıklarına bakarsak gerçekten de dediği gibi basit bir görevmiş gibi gözüküyor. Sorun çıkaran kişileri tutukladıktan sonra basit bir şekilde olayı kapatabiliriz. Bunun için neden otelde konaklamamıza izin verdiler anlamadım. Yine de bir önceki görevde olduğu gibi temkinli olmakta fayda var. Kahvehanede elemanların hiç beklemediğimiz bir anda bize zarar vermeleri hoş olmaz. Ne olursa olsun karşımdakini küçümsemek gibi hatada bulunmak istemiyorum.

Kahvehaneye geldiğimiz zaman içerideki gürültü dışarıdan net bir şekilde duyuluyordu. İçeriye girdiğimiz zaman bu gürültünün sebebini az çok anladım. İçeriye tamamen kaos hâkimdi. Herkes konuşuyor ama kimse dinlemiyordu. Komiserin sorularına bile hep bir ağızdan cevap vermeye çalışıyorlardı. Bu da ister istemez daha fazla gürültüye sebep oldu. Komiser de bu duruma giderek daha fazla sinirlendiğinden onunda sesi yükselmeye başladı. Bu sırada sessizce yanımızda duran baş polis memuru söze girerek içerdekileri sorgulamamızı söyledi. Komiserin aksine daha sakin ve oldukça kibardı. Onun sözlerinden sonra etrafa göz gezdirip sorgulayabileceğimiz kişileri tespit etmeye çalıştım. Burada ne olduğunu anlamak için iki zıt görüşten de en az 1 kişiyi dinlememiz gerekiyor. Böylece iki tarafta olayı kendi bakış açısından anlattığı için neler olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Yine de konuşmak hele ki bu kaotik ortamda zor olacağından bu işi yeni partnerime bırakmaya karar verdim. Gözlerimi dört açıp etrafı kolaçan edip onun hangi grubun yanına gideceğini beklemeye başladım. Kararını verdikten sonra onunla beraber gidip bir yandan gözcülük işime devam edip bir yandan da yaptığı sorgulamasını dinlemeye çalışacağım.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#3
Bir otel odasında garip hisler içerisinde uyandım. İlk vakamda teşkilatın sağladığı imkanlardan faydalanmanın verdiği hislerdi bunlar. bu tip hizmetlere alışık değildim çünkü. Fakat bugünden itibaren yepyeni bir hayata adım atmış durumdayım. İlk çok önemlidir. Bu yüzden tamamen kendimden emin birşekilde işime odaklanmalıyım ki kendimi kanıtlayabileyim. Tabii bunun için ortada bir iş olması gerekiyor o da ayrı bir durum.

Kahvaltıyı dilediğimiz şekilde yapabiliyor olmamız güzeldi tabi ki ama ben hiçbir zaman uzun kahvaltılar yapan biri olmadım. Yİne bir kaç lokma bir şey atıştırdıktan sonra kahvemi yudumlarken gelecek çağrıyı beklemeye başladım. Yanımdaki kişi de sanırım gelecek çağrıyı bekliyordu. Fakat pek konuşkan biri olmasa gerek tek bir kelime bile etmemişti. Açıkçası ben de sohbet meraklısı sayılmazdım. Aynı şekilde hiç konuşmadan sadece kahvemi yudumluyordum. Çok geçmeden de beklediğim çağrı gelmişti zaten.

Karakola geldiğimizde bizi önce başpolis karşılamış ve evraklarımızı kontrol etmeye başlamıştı. O sırada komiser, bize görevimizi açıklıyordu. Dediğim gibi ilk görevimde kendimi kanıtlamak istiyordum. Bu yüzden dikkatlice komiseri dinlemiştim. Zor bir iş gibi durmuyordu ama ne olacağı belli olmazdı. Oraya gittiğimizde gözümü dört açmalıydım.

Oraya vardığımızda tartışmannı hala dinmediği seslerden çok rahat anlaşılıyordu. Nedenini öğrenmek de sandığım kadar basit olmayacak gibiydi. Çünkü içeri girdiğimizde herkes üstüste konuşuyor, kendini bir şekilde savunuyordu. Açıkçası bağrışmaların arasında söylediklerine çok fazla konsantre bile olamamış, neyi savunduklarını bile tama olarak anlamamıştım. En sağlıklısı insanları tek tek dinlemek olacaktı ki başpolis de bu düşüncemi doğrular şekilde ifade almamızı istemiş ve ardından kendini tanıtmıştı. Onaylar şekilde kafamı sallayaktım yalnızca. Tanışma faslını bundan sonraya bırakabilirdik. Önceliğim bu insanların ne derdi varmış onu öğrenmekti. Diğer polis memuru henüz karar verememiş gibi görünüyordu. Ben onu beklemeden direkt turist grubunun yanına yönelecektim ve ''Olayı en başından anlatabilir misiniz?''diyecektim. Bakalım bu arkadaşların derdi neymiş ve neden bu insanlara sıkıntı çıkarmışlar?
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#4
Tegin Hentanodan: Bir aksiyonda bulunmayıp etrafında gelişecek durum ve olayları gözlemleme kararı alıyor ve takım arkadaşının peşinden gidiyorsun.

Sai Nopaodan: Rican üzerine turist grubu gülümseyerek başıyla seni onaylıyorlar ve konuya giriyorlar. "Efendim, büyük bir yanlış anlaşılma içerisindeyiz. Gelmeniz çok iyi oldu. Eminim, bize yardım edebilirsiniz. Biz turistiz ve gezme görme amacıyla buradayız. Bu kahvehanede dinlenme ve yiyip içme kararı aldık. Her masa doluydu. Bu yüzden, paylaşabileceğimiz bir masa aradık. O sırada bu beyefendi ile göz göze geldik. Tek başına oturuyordu ve sağolsun bizi kırmadı. Biz de nezaketen kendisi ile bir sohbet paylaştık. Her ne kadar Himotalı olduğunu söylese de kendisinin fiziksel özelliklerinin diğerlerinden biraz da olsa farklı olduğunu gördük. Bu ilgimizi çektiğinden biraz ısrar ettik ve bir azınlığa mensup olduğunu öğrendik. Bunu öğrenince hemen yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorduk. Biliyorsunuz, kıtada azınlıklar çok çekiyor. Dışlanıyorlar ve hakları ksııtlanıyor. Endişe ettiğimiz için emin olmak istedik fakat yerli halk bir an galeyana geldi. Biz de arkadaşımız için daha çok endişe ettik. Ona bir şey olmasın diye yani."

Niye azınlıktan birisinin üstüne bu kadar titrediklerini merâk ederken komiserin birkaç kişi ile olan konuşmasının bittiğini fark ediyorsunuz ve sizi kaş göz yaparak yanına çağıryor. Yanına vardığınızda da sizden aldığınız ifadenin detaylarını öğrenmek istiyor.

Re: [Vaka] Kışkırtma

#5
Turist grubu sorumu sakince karşılayıp olayı anlatmaya başlamıştı. Sözlerini kesmeden sonuna kadar dinliyordum. Bir yandan da söyledikleri hakkında düşünüyordum. İyi niyetli bir davranış sergilediklerini söyleyebilirdim ilk bakışta. Azınlıklardan olduğunu olduğunu öğrendikleri kişinin halk tarafından ezilmesinden endişeleniyor gibiydiler. Ama sanırım ısrarcı tavırları buradaki halkı sinirlendirmiş olsa gerek. Endişelerinin yersiz olup olmadığını anlamak için diğerlerinin ifadeleriyle karşılaştırmak gerekecekti. Acaba başka kime sorsam diye düşünürken komiser hızlıca bir kaç kişiyle konuşmuş olacak ki bizi yanına çağırmıştı. Bunu gördükten sonra turist grubuna dönüp ''Teşekkür ederim.'' diyerek komiserin yanına yönelecektim.

''Anlattıklarından adam hakkında endişelendileri sonucuna vardım. Sanırım konuştukları adam bir azınlığa mensupmuş ve onun burada dışlandığından şüphelenmişler. İyi niyetli gibiler ama bana biraz ısrarcı gibi geldiler.'' diyerek komisere dönecektim. Yerli halkın da ne söylediğini merak ediyordum açıkçası.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#6
Bir yandan etrafa göz gezdirip bir yandan Sai’nin peşinden giderek bu kaotik ortamda neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Her kafadan bir ses çıktığı için bu iş hiçte kolay değildi. Bana kalırsa öncelikle ortamdaki bu gereksiz gürültü kirliliğini halletmemiz gerekiyor. Yine de ses çıkarmadan baş polis memurunun emrini yerine getirerek insanları sorgulamak için Sai’nin peşine takıldım. Yeni ortağımın girişkenliği sayesinde ağzımı açmadan bu işi kolayca hallettik. Sorgulamaya gittiğimiz turist grubu gayet konuşkan çıktılar. Bir çırpıda kendilerine göre sorunun ne olduğunu anlattılar. Onlara tam anlamıyla güvenmesem de hiç yoktan artık sorunun ne olduğu hakkında biraz fikrimiz oldu.

Komiserin işaretiyle turist grubunun yanından ayrılarak onun yanına gittik. Sai hızlıca öğrendiği bilgiler hakkında rapor verdikten sonra komiserin vereceği emirleri beklemeye başladık. Olayın basit bir kahvehane kavgasından hızlıca kompleks bir azınlık sorununa dönüşmesi beni azıcık endişelendirse de şimdilik beklemek dışında yapabileceğimiz bir şey yok. Hem belki komiser ve baş polis memurunun öğrendikleri sayesinde durum hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir. Bu yüzden etrafı kolaçan etmeye devam edip komiserimizin vereceği emirleri bekleyecektim.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#7
Komiserinizin, Sai'nin azınlıklardan bahsetmesi ile bir an gözleri büyüyor ve surat ifadesi yavaşça ciddileşerek "Azınlık mı?" diye soruyor. Bunu duyan başpolis gözlerini kapatıyor ve derin bir nefes vererek "İşler gerçekten çok karışacak. Hem de uluslararası alanda..."

Komiser hızlı adımlarla turistlerin "arkadaşımız" dediği kişinin yanına gidiyor fakat yanına varamadan turist ikili önünü kesiyorlar. Komiser gözlerini kısıyor ve "Amacınız ne bilmiyorum ama kendi güvenliğiniz açısından geri çekilseniz iyi edersiniz." diyor. Bunun üzerine turist ikiliden biri "Ona kötü birşey yapacakmış gibi davranıyorsunuz." deyince komiser aniden patlıyor. "Benim vatandaşımı benden mi koruyorsunuz? Bu ne saçmalık? Ne cüretle bir polisi vatandaşına zarar vermekle suçluyorsunuz? Yıkılın karşımdan!" Komiser ile turist ikili kavga ederken başpolis arkadan dolanarak olayın merkezi olan kişiye ulaşıyor. Kulağını birşeyler fısıldatıktan sonra azınlıktan olan kişi kalkıyor ve başpolis onun koluna girerek komiser ve turistlerin etrafından dolanıyorlar. O sırada turistlerden biri bunu fark ediyor ve hızla atılarak başpolisin koluna girmiş olduğu kişiyi adeta ondan söküp alıyor. "Onu yok yere karakola götürmenize izin vermeyeceğiz!" diye de haykırıyor. Bunun üzerine başpolis "Saçmalamayı kesin lütfen! Sadece ifadesinin alınması gerekiyor, o kadar." diye durumu açıklıyor. Başpolisin sesini duyan ve o an komiserle kavga etmekte olan turist, çabucak arkadaşının yanına vararak "Biz bu sözleri çok duyduk! kaç tane suçsuz insan polislerin bahanesi ile sırf azınlık olduğu için içeri atılıyor! Buna göz yummayacağız!" diye bağırıyor. Azınlıktan olan kişi en sonunda iyicene sinirlenip isyan ediyor. "Yetti be! Oradan oraya çekiştirmeyin adamı! Deli misiniz lan siz?" Bu isyan üzerine turistler afallıyorlar. Tepkileri birkaç saniye gecikiyor ve tam ağızlarını açtıklarında tekrar azarlanıyorlar. "Ben bir Himotalıyım ve adım da Kentogon, sizi gerizekalılar! Başkalarının beni yersiz yere korumaya çalışmasına gerek yok! Önce at gözlüklerinizi çıkarın!" Turistlere yönelik bu isyan üzerine kahve halkı da Kentogon'a katılıyor. "Himotalıyı Himotalıdan mı korumaya çalışıyorsunuz?" "Rahat bırakın lan adamı!" "Yeterince rahatsızlık verdiniz. Hadi ülkenize!" Kentogon dahil herkes düşman kesilince turistler de saldırganlaşmaya başladı. "Kentogon'u kökenlerinden koparıp asimile bile etmişsiniz!"

Komiser öfke ile size bağrıyor. "Tutuklayın şu hadsizleri! hepsini karakolda göreceğim!" Komiserin emri üzerine başpolis biri masaya yatırıp kelepçeliyor. Başına neler geleceğini anlayan diğer turist ise kahvehaneden çıkıp dümdüz koşmaya başlıyor. Çabuk, o uzaklaşmadan suçluyu yakalayın! Himota'nın toplumsal huzurunu kaçıranlar cezalarını çekmeli!
Off Topic
Sizlerden özür diliyorum. Birden çok konuyla ilgilenirken bu konuya yazmayı unutmuşum. Çok daha erken yazmam gerekiyordu. Bu tamamen admin hatasıdır ve telafi olarak sizlere fazladan puan verilecektir.

Re: [Vaka] Kışkırtma

#8
Komiserimiz turistlerin üzerine basa basa kullandığı Azınlık kelimesini duyduktan sonra bir anda ciddileşti. Baş polis memurumuz da komiserin verdiği tepkiden sonra olayların uluslararası seviyede bir soruna neden olabileceğini söyledi. Kendisi komiseri bizden daha uzun zamandır tanıdığı için şimdilik dediklerini doğru kabul edebiliriz. Biz ne tepki vereceğini kestiremiyoruz ama o sadece bakışlarındaki değişimden neler olacağını anlamış gibi gözüküyor. Bende olayın biraz daha karmaşık bir soruna neden olacağını tahmin ediyordum ama bu kadar kötüleşebilecek bir potansiyeli olduğunu fark edemedim. Durum şimdilik kötüleşecek gibi görünse de bu olay bize fayda da sağlayabilir. Dedikleri gibi uluslararası bir sorun ortaya çıkarsa ve bizde bu sorunu bir şekilde kimseye zarar vermeden çözebilirsek kariyerimiz için oldukça yararlı olur. 2. Görevimde böyle büyük bir başarıya adım atmak bana ileride muhakkak fayda sağlayacaktır. Tabi bunun tam tersi de geçerli olayı batırırsak olabilecek sonuçlarına da katlanmamız gerekecek. Bu en kötü durumda bir şekilde olayı üstlerimize yıkabileceğimizden şuan ciddi bir sorunumuz yok.

Komiserimiz ciddileştikten sonra hızlıca olaya el atarak ortamı bir anda gerginleştiriyor. Konuşmalardan anladığım kadarıyla turist grubu Kentogon adlı arkadaşı istemediği halde korumak gibi bir görevi misyon edinmişler. Bundan rahatsız olduğunu dile getirse de bu ısrarlarına devam ettikleri için olay büyüyerek bu noktaya geldi. Burada tek bir sorun kaldı. Turist grubu neden bu olayı kasti bir şekilde hala büyütmeye devam ediyorlar? Polisler olay yerine geldiği halde hala tutumlarını değiştirmeden hatta bize karşı gelerek kargaşa çıkarmaya devam ediyorlar. İlk geldiğimiz zaman Sai onları sorgularken de mağdur edebiyatı yaparak kendilerini melek gibi göstermeye çalışmışlardı. Bir ihtimal biz ile kahvehanedeki Himotalı vatandaşları birbirine düşürmek istemiş olabilirler. Biz kendi vatandaşlarımızla tartışırken de belki de sakladıkları silahlarla birini vurarak tüm ülkede polis ve vatandaşı birbirine düşürebilecek bir kaos başlatabilirlerdi.

Turist arkadaşların abartılı eylemlerinden sonra birini baş polis memuru kıskıvrak yakaladı. Diğeri kaçmaya çalışırken komiserin onu yakalamamız yönünde verdiği emri duydum. Olay biraz hassas olmasına rağmen böyle provokatörler karşısında kendimi tutmayı düşünmüyorum. Kaçmaya çalışan turist en kötü senaryoda başka bir ülkenin ajanı bile olabilir. Yanında silah taşıyıp taşımadığını da bilmediğimim için ülkenin vatandaşlarının hayatını riske atacak bir hamle de yapmak istemiyorum. Bu yüzden şüphelinin silah taşıdığını varsayarak tereddüt etmeden yayımı gerip güçlendirme yapmadan bacağına nişan alarak okumu fırlatacaktım. Ardından etraftaki şüpheli başka bir kişi var mı diye bakıp ikinci çektiğim oku Radyoaktifleştirme özelliğimi kullanarak güçlendirip bekleyecektim. İlk oku sadece adamı durdurmak için attığım için şimdilik öldürme gibi bir niyetim yok ama eğer okumdan sıyrılmak için herhangi bir element özelliği kullanır yada başka birinden yardım alırsa ikinci ok ilki kadar zayıf olmayacak.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#9
Söylediklerimden sonra başpolisin tepkisine bakarak işlerin sıkıntılı bir yola gireceğini anlamak zor olmamıştı. Basit bi kahvehane kavgası diye geldiğimiz olay biraz büyüyecekti anlaşılan. Komiserin olaya dahil olmasıyla ortam daha da geriliyordu. Buna karşılık olabildiğince sakin kalarak olanları izlemekle yetiniyordum. Eğer olay sözlü münakaşadan çıkıp fziksel bir arbedeye dönerse müdahale edecektim tabi ki ama önceliğim kimin haklı olduğunu anlamaya çalışmaktı. İfadelerini alırken şanslarını zorlamaya çalıştıklarını farketmiştim ama kesin bir karara varmak için çok erkendi. Umarım bu kaos ortamında bir sonuca varabilirim.

Herbir konuşmanın ardından tansiyon yükselmeye devam ediyordu. Öyle ki azınlık olduğu söylenene adam bile sonunda patlamıştı. Ancak turistler hala kendi fikirlerinde ısrarcılardı ve bu işin komiserin hiç hoşuna gitmediği hissiyatı büyüyordu içimde. Ne kadar Himotalılar için 'baskıcı' deseler de şu an onlar bir psikolojik bakı uyguluyorlardı. Belki de inandıkları doğru üzerine adamı korumaya çalışıyorlardı ama aynı zamanda bizim de işimizi engelliyorlardı. Bu işi düzgün bir şekilde karakolda çözebilirdik. Konuşarak ya da tartışarak kesinlikle anlaşılamıyordu. Gerginlik artmaya devam ettikçe iplerin kopması çok yakındı. Ortalığı yatıştırmak için bir şekilde müdahale etmeyi aklımdan geçirirken komiser sonunda dayanamayıp yakalama emrini vermişti.

Başpolis hızlıca birini paketlemişti ama biz harekete geçene kadar diğer turist kaçmaya başlamıştı. Tam bu sırada diğer memurun element gücüne başvurduğunu farketmiştim. Zaman kaybetmeden ben de adamın peşimden koşmaya başlayacaktım. Eğer takım arkadaşım onu indirirse hızlıca düştüğü yerde enselemeyi düşünüyordum. BU işi fazla ses çıkarmadan halledebilirsek çok iyi olacaktı. Element gücüme başvurmak en son seçenek olmalıydı.
Image
► Show Spoiler

Re: [Vaka] Kışkırtma

#10
Arkadaşının oracıkta tutuklandığını gören turist tabanları yağlamaya başladıktan sonra Tegin, bir Himotalıya yakışır şekilde okuna davranmış ve hedefi etkisiz duruma getirmek adına bacağına atış yapmıştı. Arkasına bakmadan düz koşan hedefinin kaçma olasılığı yoktu. Bacağına saplanan okla acı içinde bağırdı ve yere kapaklandı. O sırada Sai, takım ruhunu göz ardı etmeden arkadaşının hedefi doğrultusunda davrandı ve yerde inleyen suçlunun üstüne çöküp kelepçeyi vurdu. Kelepçe vurulan turist ise ilginç bir isyanda bulundu. "Ok nereden çıktı ya?" Başpolis memurunuz anında tutukladığı kişiyi arabaya bindirirken, komiseriniz de kaçmakta olan bir suçluyu nasıl hızlı ve doğru kararlar alarak yakaladığınızı görünce gülümsemeye başladı. "Aferin, çocuklar! Her an böyle aksiyona hazır olmalısınız!" Komiser sizi överken başpolis de suçluyu arabaya bindirmiş ve komiserin yanına gelmişti. "Polis suçluyu ne kadar hızlı yakalarsa halk o kadar memnun kalır. Sizler sayesinde teşkilatın yüzü gülecek. Onu da arabaya bindirin de gidelim artık." Başpolisin emri ile yakaladığınız suçluyu arabaya bindiriyorsunuz. O sırada Kentogon kahvehaneden çıkıp yanınıza geliyor. "Hepinize teşekkür ediyorum. Kendilerinden şikayetçi değilim. Sadece, elemanları bilinçlerdirmeyi unutmayın lütfen. Bir daha böyle bir saçmalık tekrar etmez belki." Kahvehanenin de teşekkürleri ile karakolun yolunu tutuyorsunuz.

Karakola vardığınızda hep beraber sorgu odasına giriyorsunuz. Başpolis iki turisti de oturtuyor ve komiser ile karşılarına geçiyorlar. Komiser katı bir surat ifadesi ve ses tonu ile söze giriyor. "Himota Devleti Kanunları arasında en katılarından biri olan Toplum Huzuru Kanunu'nu çiğnemiş bulunmaktasınız. Bu yetmezmiş gibi daha da katı bir kanun olan Azınlık Kanunu'nu da çiğnemiş bulunmaktasınız. Savunmanız başpolis memurumuz tarafından kayda alınacaktır. Ardından gerekli işlemler için meslektaşlarımız sizi almaya gelecek." "Pakt'tan bağımsız olarak azınlık kanunlarınız mı var?" "Evet, Himota Devleti kurulduğundan beri. Buraya gelmeden iki sayfa kitap okusaydınız bugün yaşanmamış olacaktı. Kim olduğunuzu veya kime çalıştığınızı bilmiyoruz fakat..." "Lütfen durun, biz kimseye çalışmıyoruz. Bugün yeterince yanlış anlaşılma oldu zaten. Biz uluslararası bağımsız bir örgütün üyesiyiz. Azınlıkları hükümetlerin baskısından korumak için uğraşıyoruz. Karşılaştığımız bütün azınlıklar hayvandan, belki de bitkiden bile daha değersiz konuma indirgenmiş durumdaydılar. Aynısının burada da olduğunu düşündük. Bu yüzden, biraz saldırgan davranmış olabiliriz." "Durumunuzu anlıyorum fakat suç işlediğiniz gerçeği değişmiyor ve başpolis memurumuz haklı. Gelmeden iki sayfa okumayı akıl etseydiniz Himota'da bırakın azınlıklara kötü davranılmasını, azınlıkların yerli Himotalılar olarak kabûl edildiğini bilirdiniz." Komiser sözünü bitirdikten sonra başpolis vakayı resmi belgeye dökmek için odadan çıkıyor. Ardından komiser de ankesörlü telefonu eline alıp suçluları alacak ekibi çağırıyor. Bu noktada sizlere biraz serbestlk sunmak istiyorum. Başpolisle, komiserle veya suçlularla konuşabilirsiniz. Hatta ekibi bekleyip onlarla bile gidebilirsiniz. Himota adalet sisteminin nasıl işlediğini baştan sona görmüş olursunuz.
Locked

Return to “Kotahisibirin”

cron